bugün

entry'ler (30)

kitabın fiyatını görünce hmm deyip geri koymak

asgari ücretli çalışan olduğum gerçeği ile birlikte korsan almak zorunluluğum var. ne yazık ki basım evlerine yedirecek param yok

yalnızlığa alışmak

gece şiiri “yalnızlara”
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının

belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize

kim sevmezdi çiçekleri filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi

bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım

herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz

biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde

ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz

umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun

bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!

hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu

gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte

rakı doldurun! eksilmesin

bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz

hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
”duyamadım”, derdim, “tekrar et!”
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz

hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum

kahrol, kahrol!
diyorum

geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
”olur öyle” dedi palyaço,
”herkes alçaktır biraz”
”otur ulan!” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz

”rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim

ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim

örneğin;

geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim

ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz

kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan”
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz

bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindi dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi

biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz

haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz

yalnızlığa alışmak

insan her şeye alışır, ama en güzeli alışkanlıkları seçebilmek.

sizi ayakta tutan nedir

iskelet sistemim.

siniriniz bozulunca napıyorsunuz

susuyorum; çünkü biliyorumki o an da konuşursam en çok kendimi inciticem.

on birinci nesilleri döverek adam etmek

on birinci nesil yazarı olmak da ne ? nesil farkı burada da varsa; hani eşitlik, hani özgürlük. insanoğlu işte illa kategorize edecek .

nasıl hissediyorsun

hissedemiyorum. nasıl olduğum hakkında hiç düşünmüyorum. bana bir faydası yok

virginia woolf

ruhunda taşıdığı yara her neydiyse onu hem muthiş bir yazar yapmış hem de hasta...ve sonunda kendi hayatına kıyacak kadar çaresizliğe sürüklenmiş onu

kokusu yaşam sevincini arttıran şeyler

Kızarmış ekmek kokusu.
Çay kokusu.
Yağmur da toprak kokusu.
Bir de hiç bilmediğim bir koku.

galerindeki en son resmi at

görsel

çok zeki insanın nasılsın sorusuna vereceği cevap

böyle saçmalık mı olur.

afrin de 5 şehit 7 yaralı

şehit olan askerimiz mekanın cennet olsun.
allah ana babalarına kardeşlerine sabır versin.
çok ama çok üzgünüm .mehmetçiğimizin yaşabilecekken yaşayamacakları tüm günler bizim boynumuza borç

cevapsız sorular

cevapsız sorular ; bide sorusuz cevaplar vardır.
allah kimseyi bu durumda bırakmasın

geceye bir gerçek bırak

gerçekleri kimse sevmez ama gerçek değişmez...söylediklerim ,hissettiklerim, yaşadıklarım...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

egoya yenik insanlar. ben bunlara tahammül edemiyorum. sürekli “ben, ben, ben” diye ortalıkta dolaşıyorlar ya ! kafalarına bi şaplak indirmek geliyor içimden “hadi ordan” diye!. hepsi mal

yatmadan önceki son sigara

olmazsa olmazım. paketimde sigara kalmadığın da evin her bi köşesinde aradığımdır. sanki hayatımın son sigarası gibi

söyleyeni entel gösteren kelimeler

yerli yersiz söylenen şu “spesifik” kelimesi var ya ! onun yerine “özellikli” de “kendine münhasır” de “özgün” de. niye kafa karıştırıyorsun ki

her şey güzel giderken çekip giden insan

kimse durduk yere gitmez.

felsefenin bomboş bir uğraş olması

felsefe sorgulama gerektirir. sorgulama yapmayan insan kayıp insandır. hiç den çok’a. çok dan hiç’e. felsefe can’dır

düşün ki o bunu okuyor

anneler babalar evlatlarını gömmemeli.